• 105. Bölüm - ŞEFAAT-I KÜBRA YALANI, MAKAM-I MAHMUD
    May 28 2024

    Hakkı Yılmaz, "Kur'an ve İslam" programının 105. bölümünde "Makad-ı Sıdık" kavramını ele alıyor. Bu kavram, "doğruluk meclisi" veya "doğru kimselere mahsus olan sabit makam" anlamına geliyor ve Kur'an'da Kamer Suresi'nin 55. ayetinde geçiyor. Yılmaz, bu kavramı detaylandırarak açıklıyor ve diğer ayetlerle bağlantılar kurarak, doğru kimselerin cennette sabit ve güvenli bir makama sahip olacaklarını belirtiyor.

    ÖLÇÜ VE DENGE: Yılmaz, Kur'an'da her şeyin bir ölçü ve denge ile yaratıldığını vurguluyor. Tüm varlıkların, fiziksel ve kimyasal yapıların, belirli bir düzen ve denge içerisinde olduğunu ifade ediyor. Bu düzen, Allah'ın her şeyi bir ölçüyle yarattığını ve bu ölçünün bilim ve teknoloji ile de tespit edildiğini belirtiyor.

    TAKVA SAHİPLERİ: Kur'an'da takva sahiplerinin cennetlerde, güvenli makamlarda ve doğruluk meclislerinde bulunacağı belirtiliyor. Yılmaz, bu makamların maddi değil, manevi anlamda olduğunu ve Allah'ın rızasını kazanmış kimselerin bu makamlarda yer alacağını açıklıyor. Doğruluk makamı, Allah'ın koruması altında olanların, ödüllendirileceği sabit ve güvenli bir yerdir.

    MAKAM-I MAHMUD: Yılmaz, ayrıca Kur'an'da geçen "Makam-ı Mahmud" kavramını da ele alıyor. Bu kavram, övülen ve yüksek bir makam anlamına geliyor. Peygamberin bu makama ulaşacağı belirtiliyor ve bu makamın, Allah'ın hoşnut olduğu ve yüksek bir mertebe olduğu ifade ediliyor.

    MARAZ (HASTALIK) KAVRAMI: Son olarak, Yılmaz "maraz" yani hastalık kavramını açıklıyor. Hastalık, fiziksel rahatsızlıkların yanı sıra, düşünce ve davranışlarda da eksiklik veya sapma anlamına geliyor. Kur'an'da, hastaların oruç tutmama izni olduğu belirtiliyor ve bu kavramın ruhsat kaynaklarından biri olduğu vurgulanıyor.

    Yılmaz, sohbetini, Kur'an'ın derin anlamlarını ve kavramlarını daha iyi anlayabilmek için izleyicilere düşünme ve araştırma tavsiyesi ile sonlandırıyor.

    Show more Show less
    34 mins
  • 104. Bölüm - İSLAM’DA CARİYE VAR MI? NİKAHSIZ CİNSEL İLİŞKİ
    May 28 2024

    Programın 104. sohbetinde, Hakkı Yılmaz Kur'an ve İslam programına devam ediyor. Bu serinin 104. bölümü olan bu programda, alfabetik olarak ilerlerken "ma meleket eyman" ifadesi üzerinde duruluyor. Hakkı Yılmaz, bu ifadenin tarih boyunca yanlış anlaşıldığını ve eleştirildiğini belirtiyor. Kur'an'da "ma meleket eyman" ifadesinin 15 kez geçtiğini ve genellikle "cariye" olarak çevrildiğini ancak bunun doğru olmadığını vurguluyor.

    MA MELEKET EYMAN KAVRAMI Hakkı Yılmaz, bu ifadenin Arapçada hiçbir zaman "cariye" anlamına gelmediğini ve Kur'an'da da böyle bir kullanımın olmadığını belirtiyor. "Ma meleket eyman" ifadesinin, sözleşmelerin ve yasaların sahip oldukları anlamına geldiğini, insanların sahip oldukları değil, yasaların ve sözleşmelerin sahip olduklarını ifade ettiğini açıklıyor. İslam'ın köleliği kaldırmak için Belet suresinde "fek kabı" emrini verdiğini ve tüm kölelerin özgürleştirilmesi gerektiğini belirtiyor.

    KÖLELİK VE İSLAM Yılmaz, İslam'ın köleliği kaldırdığını, ancak Hristiyanlar, Yahudiler ve müşriklerin bu emri uygulamadığını ifade ediyor. Kur'an'da kölelerin özgürleştirilmesi için kamu bütçesinden harcamalar yapılması gerektiğinin belirtildiğini söylüyor. Türkiye'deki Naim Süleymanoğlu örneğini vererek, kamu bütçesinden yapılan harcamalarla kölelerin özgürleştirilebileceğini açıklıyor. Yetiştirme yurtlarında büyüyen çocukların velisinin devlet olduğunu ve evlilik çağına geldiklerinde mülki amirin onlara veli olduğunu belirtiyor.

    İSTİĞFAR VE MAĞFİRET Yılmaz, "mağfiret" ve "istiğfar" kavramlarını da ele alıyor. "Mağfiret" kelimesinin örtmek, gizlemek ve bağışlamak anlamına geldiğini, Allah'a nispet edildiğinde kulun günahlarını örtmek ve gizlemek anlamına geldiğini açıklıyor. "İstiğfar"ın ise bağışlanma istemek olduğunu ve insanların hem kendileri hem de başkaları için istiğfar edebileceğini belirtiyor. Ancak, kesin kafir olduğu bilinen birisi için istiğfar edilemeyeceğini vurguluyor.

    TEVBE VE İSTİĞFAR ARASINDAKİ FARK Hakkı Yılmaz, tevbenin kişinin işlediği günahlardan dönmesi anlamına geldiğini ve herkesin sadece kendi günahları için tevbe edebileceğini belirtiyor. Başkalarının günahları için tevbe edilemeyeceğini, ancak bağışlanma dileyebileceğini açıklıyor. Allah'ın her türlü günahı bağışlayabileceğini, şirk hariç, ve bu yüzden sürekli istiğfar ve tevbe edilmesi gerektiğini söylüyor.

    SONUÇ Sonuç olarak, Hakkı Yılmaz, İslam'ın köleliği kaldırdığını ve "ma meleket eyman" ifadesinin yanlış anlaşıldığını vurguluyor. Ayrıca, mağfiret ve istiğfar kavramlarının önemini açıklıyor ve Allah'a sürekli istiğfar ve tevbe edilmesi gerektiğini belirtiyor. Programı, Allah'a emanet olun ve hoşça kalın diyerek tamamlıyor.

    Show more Show less
    31 mins
  • 92 Bölüm - KURAN'DA KAFİR KİME DENİR? KÜFÜR'ÜN ANLAMI
    May 31 2024

    KURAN'DA KAFİR KİME DENİR?

    KÜFÜR'ÜN ANLAMI

    KADEME SIDK TAMLAMASI

    YETİMİ KAHRETMEK

    KALP SÖZCÜĞÜ

    Show more Show less
    36 mins
  • 90. Bölüm - İstiane kavramı
    Feb 9 2024

    •İSTİANE KAVRAMI

    •BAŞKASINDAN YARDIM İSTEMEK ŞİRK OLUR MU?

    •ŞEYTANDAN ALLAHA SIĞINMAK

    Show more Show less
    31 mins
  • 89. Bölüm - İSRAF KAVRAMI
    Feb 9 2024

    •İSR KAVRAMI

    •SUÇA KARŞI DÜNYEVİ CEZA

    •İSRAİLOĞULLARINDAN ÖRNEKLER

    •İSRAF KAVRAMI

    İSRAF SAVURGANLIK DEĞİLDİR

    Show more Show less
    37 mins
  • 1. Bölüm - Allah Sözcüğünün Yapısı
    Dec 6 2023

    •ALLAH SÖZCÜĞÜNÜN YAPISI VE ANLAMI

    •İLAH NE DEMEKTİR

    •ALLAH NASIL BİR VARLIKTIR

    •ALLAHI GÖRMEK MÜMKÜN MÜDÜR

    •ZÜ MİRREH (ÜSTÜN AKIL- ÜST AKIL) NİTELEMESİ

    Show more Show less
    50 mins