Obtenez 3 mois à 0,99 $/mois

OFFRE D'UNE DURÉE LIMITÉE
Page de couverture de Unveiling Kadıköy's Hidden Heritage: A Journalist's Journey

Unveiling Kadıköy's Hidden Heritage: A Journalist's Journey

Unveiling Kadıköy's Hidden Heritage: A Journalist's Journey

Écouter gratuitement

Voir les détails du balado

À propos de cet audio

Fluent Fiction - Turkish: Unveiling Kadıköy's Hidden Heritage: A Journalist's Journey Find the full episode transcript, vocabulary words, and more:fluentfiction.com/tr/episode/2025-10-19-22-34-02-tr Story Transcript:Tr: Emir, genç gazeteci, hızlı adımlarla Kadıköy'ün dar sokaklarında yürüyordu.En: Emir, a young journalist, was walking briskly through the narrow streets of Kadıköy.Tr: Caddeler, sonbaharın renkleriyle bezenmişti.En: The streets were adorned with the colors of autumn.Tr: Sarı ve turuncu yapraklar, yerlere halı serilmiş gibi görünüyordu.En: Yellow and orange leaves looked like a carpet spread on the ground.Tr: Son günlerde Cumhuriyet Bayramı hazırlıkları nedeniyle mahalledeki hareketlilik artmıştı.En: In recent days, the activity in the neighborhood had increased due to preparations for the Republic Day.Tr: O sabah, Emir’in kapısında bulduğu gizemli zarf, aklını kurcalıyordu.En: That morning, the mysterious envelope he found at his door was preoccupying Emir's mind.Tr: Zarfın içinden, 1930'lara ait eski bir fotoğraf çıkmıştı.En: Inside the envelope, there was an old photograph from the 1930s.Tr: Fotoğrafta, eski bir bina ve birkaç kişi görünüyordu.En: In the photo, there was an old building and several people.Tr: Ancak kim oldukları belli değildi.En: However, it was unclear who they were.Tr: Ne isim, ne tarih… Sadece, yılların izlerini taşıyan bir görüntü.En: No names, no dates... Just an image bearing the marks of time.Tr: "Bu, yazılması gereken bir hikaye," diye düşündü Emir.En: "This is a story that needs to be written," Emir thought.Tr: Ama daha fazla bilgiye ihtiyacı vardı.En: But he needed more information.Tr: Aklına hemen yan komşusu Selin geldi.En: His mind immediately went to his next-door neighbor, Selin.Tr: Selin, tarih ve eski hikayelerle dolu bir kitap gibiydi.En: Selin was like a book full of history and old stories.Tr: Aynı zamanda kendi ailesiyle ilgili bağlantılar bulmak gibi gizli bir arzusu da vardı.En: At the same time, she had a secret desire to find connections related to her own family.Tr: Emir, kararını verdi.En: Emir made his decision.Tr: Selin’in kapısını çaldı.En: He knocked on Selin's door.Tr: Selin, dostça bir gülümsemeyle kapıyı açtı.En: Selin opened the door with a friendly smile.Tr: “Selin, yardımına ihtiyacım var,” dedi Emir, elindeki fotoğrafı göstererek.En: "Selin, I need your help," said Emir, showing the photograph he had in his hand.Tr: Selin, fotoğrafa dikkatle baktı.En: Selin looked at the photo carefully.Tr: "Bu bina tanıdık geliyor," dedi yavaşça.En: "This building looks familiar," she said slowly.Tr: "Bizim ailenin eski fotoğraflarına benziyor. Gel, içeri bakalım.”En: "It looks like the old photos of our family. Come in, let's take a look."Tr: Birlikte Selin'in geniş kitaplığında eski defterler ve fotoğraflar aradılar.En: Together, they searched through Selin's extensive library for old notebooks and photographs.Tr: Her sayfada yeni bir iz, her fotoğrafta yeni bir anı.En: Each page held a new clue, each photo a new memory.Tr: Selin, kendi ailesinin hikayesini keşfederken, Emir de yazıya dökülecek güçlü bir hikaye buluyordu.En: As Selin discovered the story of her own family, Emir found a powerful story to write about.Tr: Yavaş yavaş, Kadıköy'deki eski bir miras binasına, Selin’in büyükannesi Merve Hanım’ın yaşamına ve o dönemin toplumsal olaylarına ulaştılar.En: Gradually, they reached an old heritage building in Kadıköy, the life of Selin's grandmother Merve Hanım, and the societal events of that period.Tr: Binanın büyük annesi Merve Hanım'ın topluluk etkinliklerinde önemli bir rol oynadığını öğrendiler.En: They learned that the building played a significant role in community events led by her grandmother, Merve Hanım.Tr: Binayı, Cumhuriyet dönemine özgü coşkuyla dolduran etkinlikler, birçok kişinin buluşma noktası olmuştu.En: The events, filled with the enthusiasm characteristic of the Republican era, had become a meeting point for many people.Tr: Bu, hem Selin hem de Emir için büyük bir keşifti.En: This was a big discovery for both Selin and Emir.Tr: Zaman çabuk geçti, ve Cumhuriyet Bayramı günü geldi çattı.En: Time flew, and the Republic Day arrived.Tr: Emir, kaleme aldığı makalesiyle gazetede büyük bir ilgi topladı.En: With the article he penned, Emir attracted great interest in the newspaper.Tr: Mysterious Kadıköy, geçmişin izlerini bugüne taşıyan bir hikaye ile herkesin kalbine dokundu.En: Mysterious Kadıköy, with a story that carried traces of the past to today, touched everyone's heart.Tr: Selin, aile bağlarının ne kadar derinlere uzandığını öğrenmenin huzurunu yaşarken, Emir de tarihle iç içe geçmiş kişisel hikayelerin gücünü fark etti.En: While Selin experienced the peace of learning how deep her family ties went, Emir ...
Pas encore de commentaire