Bu bölümde evrimi, büyük patlamayı, zamanı ve bilinci konuşuyoruz. Ama bu dört kavramı sadece bilimsel terimlerle değil, şüpheyle, merakla ve bilinmezliğe saygıyla ele alıyoruz. Evrim varsa nasıl başladı? Büyük Patlama varsa ne patladı? Zaman gerçekten akıyor mu? Bilinç dediğimiz şey… ben miyim yoksa sadece beynimin sesi mi?

Bilimden sezgiye, teoriden tuhaf sorulara uzanan bu bölümde, gerçeğin ne kadar gerçek olduğunu bir kez daha sorguluyoruz.

“Bildiğimizi sandığımız şeyler” serisinin ilk bölümü: Şimdi başlıyor.

Türkiye’de toplumun %99’unun kendini Müslüman olarak tanımladığı bir ülkede, neden bu kadar fazla haksızlık, yolsuzluk, torpil ve adaletsizlik yaşanıyor? Bu bölümde “inanç” ile “ahlak” arasındaki büyük uçurumu masaya yatırıyoruz. Sadece kimlikte yazan “İslam” mı önemli, yoksa davranışlar mı? "Çoğunluğun Doğrusu..." başlığı altında, çoğunluk olmanın haklılık anlamına gelmediğini ve gerçek Müslümanlığın bir vicdan, ahlak ve adalet meselesi olduğunu sorguluyoruz. Kendini Müslüman sananların sadece %5’i gerçekten Müslüman olabilir mi?

Bu bölümde, Redpill ve Incel ideolojilerini derinlemesine inceliyoruz. Bu kavramların kökenlerini, toplumsal etkilerini ve bireysel deneyimlerle nasıl şekillendiğini ele alıyoruz. Ayrıca, gerçek maskülenlik nedir, onurlu yalnızlık ne anlama gelir gibi sorulara da yanıt arıyoruz. Bölümde Ele Alınan Konular: Redpill ve Incel ideolojilerinin tanımı ve eleştirisi Toplumsal cinsiyet rolleri ve maskülenlik kavramı Kişisel deneyimler ışığında kadın-erkek ilişkileri Onurlu yalnızlık ve bireysel tatmin Dinleyicilerimize, bu karmaşık konuları anlamalarına yardımcı olacak içgörüler sunmayı hedefliyoruz.

İnsanlık en güçlü silahını bir başkasına teslim etmek üzere...

Sen neye inanıyorsun?

Birkaç hormon savaş çıkarabilir mi?

Sen bu hakkı nerden buldun?

Bu aklımla 18 yaşında olacaktım ki... cümlesini hepimiz kuruyoruz ama acaba bu zaman yolculuğu gerçekten bir şeyleri değiştirebilir mi?